Günümüz dünyasında her insan bir dünya vatandaşı olarak kabul edilebilir. Bu nedenle küreselleşen dünyada “dünya vatandaşlığı” kavramı giderek daha önemli hale gelmiştir. Gelişen bilim teknolojileri, bilgiye erişim kolaylığı ve ekonomik bağımlılık ile uluslararası insan hareketliliği artmıştır. Bu hareketlilik, insanların uyum içinde yaşayarak, birbirine duyarlı ve duyarlı davranması gerektiğinden ülkelerin sosyal politikalarına da yansımaktadır.
İnsan hakları, göç, sığınma gibi küresel sorunların artmaya devam ettiği günümüzde, bu sorunların klasik vatandaşlık kavramıyla çözülemeyeceği düşüncesi yaygın olarak kabul görmektedir.
Hal böyle olunca, küreselleşmeyle birlikte farklılaşmaya başlayan vatandaşlık anlayışında “küresel vatandaş” ya da “dünya vatandaşı” tanımı, sadece kendi ülkesine değil, tüm topluma karşı sorumluluklarının bilincinde olan kişileri tanımlamaktadır. Bu kişiler evrensel bir bilince sahiptir ve tüm insanlığın sorunlarına duyarlıdır. Değişen dünya ile birlikte insanlar artık farklı ülkelerde vatandaşlık ve/veya ikamet olanaklarını değerlendirmek, ikamet ve doğrudan vatandaşlık koşullarıyla dünya vatandaşlığına bir adım daha yaklaşmak istemektedirler.
Tüm bu taleplerin ardından hukuk dünyası ile bütünleşen birçok ülke ile birlikte “küresel vatandaşlık” konusunu çerçevelendirdik ve bu ülkelerin ikamet ve vatandaşlık açısından aradığı şartları ve vatandaşlık süreçlerini Canaydın Hukuk Bürosu olarak inceledik.